her yerde : global; ubiquitous
her yerde arama : global search
her zaman – always
Her 10 Amerikalı’dan biri başka milletten. 1 in 10 Americans are of another nationality.
Lewis Carroll — ‘Tanrım! Bugün her şey ne tuhaf! Daha dün her şey kendi olağan halindeydi. Acaba ben gece mi değiştim? Lewis Carroll – „Můj bože! Jak zvláštní je dnes všechno! Ještě včera bylo všechno normální. Zajímalo by mě, jestli jsem se v noci změnil?
her daim yararlanilabilir – always available
her dem – her zaman
Herhangi bir sistemi kullanmaya başlama, örneğin bir elektronik ticaret sistemine bilgisayar üzerinden bağlanarak iletişim kurma.
